G.Saray, İsviçre'de küme düşme adayı Bellinzona'yı biri penaltı, iki duran top golüyle geçti. Zayıf rakibe karşı ortaya konan etkisiz futbol, bayramı kutlamak için stada gelenleri mutlu etmedi ..
Basel'deki maçta Galatasaray seyircisinin ilgisi fazla olunca maça Bellinzona 'kendi evinde' misafir edilmişti. Ali Sami Yen'de ise neredeyse hiç Bellinzona taraftarı yok. Ayrıca seyirci değil 'taraftar' olunca tribünlerde "Evim güzel evim" dedirtiyor sahadaki futbolculara... Ama 'evdeki' daha doğrusu 'ligdeki' hesaplar bir türlü uymuyor Avrupa'ya... Halbuki kalitesi ve oyun anlayışı açısından Kocaelispor veya Konyaspor tarifesi çok uygun duruma. Ama işin adı 'Avrupa' olunca öyle kolay düşmüyor Bellinzona kalesi. Bir çözülüp bir bozulan sağ bek problemi için Serkan'la 'Kurtuluş' aranıyor bu sefer. Buna bir şey denemez. Ama Kewellsız olduğundan mıdır yoksa sola hasret Arda'nın tam da (üstelik bir solağı ortaya iteleyerek!) kavuştuğu mevkiine sakatlanıp yine hasret kalmasından mıdır bilinmez, epey bir vites düşürmüş ligin 'fırtınası'... Rakip de "İlla da billa da yemeyeceğim golü" havasında olunca elde size sayabilecek bir hakemin 'pozisyonları' kalıyor... Artık seyirciye acıdığından mıdır bilinmez Wahab'la biraz itişince Lincoln, 24'te çalıyor penaltıyı. Milan Baros da gole çeviriyor. Zaten avantajı cebinde olan Galatasaray, bundan sonra 'mahsusçuktan' uğraşıyor gol için. Çaba var belki...
BEKLENEN GERÇEKLEŞTİ
Ama kuru sıkı olunca tehlike yaratmıyor. İkinci yarının başında, hakemin 'ikinci' pozisyonu geliyor. Bu sefer Serkan-Ayhan ikilisinin katkılarını unutmamak lazım ama! Lustrinelli yerde kalınca çalınan penaltıyı Gürkan Sermeter yolluyor ağlara 53. dakikada. Maçın kalanında, 'kenardakileri hadiseye alıştıralım' kabilinden gelen oyuncu değişiklikleri sayesinde ikinci gol geliyor: 85'te Lincoln'ün kullandığı faul atışını ağlara Yaser Yıldız kafa vuruşuyla yolluyor! Sonuçta beklenen gerçekleşiyor, Galatasaray'ın UEFA Kupası macerası devam ediyor... Gönül sadece 'evdeki' tarifenin esas 'çarşıya' uygulanmasını diliyor...